kebab 1Ülkemiz topraklarında yaşayıp hatta buraları ziyaret edip de kebabı sevmeyen var mıdır acaba? Beslenmek ilk çağlardan bu yana insanlığın en temel problemi olmuştur. Bu temel sorunu çözen insanoğlu bir süre sonra yemek yemeyi zevkli hale getirmek için başka yollar denemiş, yemeği keyif alabileceği hale getirmeye çalışmıştır. İşte sebzeleri ve eti pişirme fikri de böyle ortaya çıkmıştır.

Kebap kelimesinin kökenine bakıldığında da kebabın ateşin bulunduğu zamandan bu yana var olduğu söylenebilir. Kebap, Türk Dil Kurumu’na göre ise, doğrudan doğruya ateşte veya kap içinde susuz olarak pişirilen et manasına gelmektedir. İnsanların geçmişte, et pişirilirken ateşin etrafında toplanarak beklemesinin ise, bugünkü sofra kültürüne ve beraber yemek yeme alışkanlıklarına temel teşkil ettiği bilinmektedir.
Kebap kelimesi, Sümer dilinde ise közlemek manasına gelmektedir. Görüldüğü gibi, etin direkt olarak ateş ile temas etmesi esası kebabın en belirgin özelliğidir.

kebabGünümüzde, ateş ile doğrudan temas etme konusunda çeşitli görüşler belirtilmektedir. Kimi uzmanlar ateş ve kömür ile direk temasın kanser riskini ortaya çıkardığını söylese de, kimi uzmanlar izgara ve kebap kültürünün en sağlıklı et tüketme biçimi olduğunu, çünkü etin kendi yağıyla ve kendi öz suyunu koruyarak pistiğini belirtmektedir. Her ne şekilde olursa olsun, et ve et yemekleri ülkemizde de vazgeçilemeyen yemekler arasındadır.

Sadece yemek değil, beraberinde getirdiği kültür de topraklarımızda yüz yıllardır sürmekte olup, yemeğin tüketilmesinin de önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Kebap yapma geleneğinin ilk kez, Adana bölgesinde yaşayanlar tarafından yapıldığı, onların da Araplar’dan öğrenerek bizim kültür ve değerlerimize uyarladığı bilinmektedir. Güçlü ve sevilen bir kültür olan kebap ve et pişirme kültürünün bugüne kadar çok az değişikliğe uğrayarak geldiği ve bugün halen çoğu kişi tarafından en çok tercih edilen yemek olduğu bilinmektedir.